HASAN FEHMİ TEZDOĞAN DİVANI / 3. Bölüm
Ela ey aşık-ı mahbub diyem sana ki icmali
Kamu bir noktadır cümle bu alemde nihan etti
Onun vech-i cemalini celali ihticab etti
Ki bu sırdan sıfat esma ki zatını hicab etti
Hakikat bir şecerdir kim ne maşriki ne mağrubi
onun zıll-ı hayalinden sıfatını beyan etti
Bu eekvan bir fener misli içinde zattır şem'i
Ziyası fi'line benzer bu alemden cila etti
Behey aşık nedir aşkın bana bildir nedir fikrin?
Bu manadan haber bilsen nice esrar beyan etti
Edebler zar u efganı bulurlar gül ü gülzarı
Çün oldular bülbül canı onun çün can feda etti
Bu TALİBİ taleb kıldı maarif kenzini buldu
Hakayık remzini bildi bilen remzi imam etti
......................................................................
Ölmeden evvel ölüp
Kabre giren anlar bizi
Haşr olup haşr olmadan
Mahşer gören anlar bizi
Murg-ı anka ismine
Bülbül olanlar anlamaz
Mavera-yı kaf olup
Anka olan anlar bizi
İlm u irfan mahzeni
Hak'tan gelir sanma kitab
Cümle ilm u irfana
Mahzen olan anlar bizi
Biz o serreyiz muhit
Şemse karıştı varımız
Ol hakikat şemsine
İlhak olan anlar bizi
Derya-yı ab-ı hayattan
İçmişiz ermez memat
Umman-ı ab-ı hayattan
Gavvas olan anlar bizi
Söylenen bir kuşdilidir
Bilmeğe irfan gerek
Tevhidi murg-ı zebandan
Ders alan anlar bizi
FEHMİ'yi siretle görmek
Kimseye olmaz nasib
Bihuruf u lafz u savt
Sohbet bilen anlar bizi
......................................................................
Geldi bir nur maşrikiden
Tulu-i afitab gibi
Ref'edib zulmet-i cehli
Etti münevver bizi
Edelim Elhamdülillah
Şahımız ali cenab
Evveli hüznile gamdı
Şimdi hal etti bizi
Kal'e geldi cümle ihvan
Ettiler söz iftinan
hem i fakat buldu emraz
Etti hoş vücud bizi
Bir şeceri aşı etmiş
İdi ahlat istiab
Geldi kamil himmetiyle
Etti has rumman bizi
"Ve nefahtü fihi min ruhi"
Bu sırdır bilsene
Çünkü bunda la'net oldu
Etmeyen ikrar bizi
Ehl-i suret cennetinden
Biz feragat eyledik
Hem kelamı Hak'tan aldık
Ruh-i has etti bizi
Kaza eynin kamil eyninden
Olundum bir vekil
Bilmedi eşrar bu emri
Pürziya etti bizi
Pirimiz kutb-i cihan
Himmetidir şüphe yok
Bahr-ı ilmin cür'asından
Etti mestane bizi
Ehl-i aklın cennetini
TALİBİ emre harab
Bu nidayı guş edenler
Su-i zan etti bizi
.....................................................................
Gel ey aşık-ı Hakkani
Ki gördüm kendini fani
Odur Allah Hüvel'l-Baki
Odur ol Vacib-i Mutlak
"Ene'l-Hak"sırrına er bak
Ki sanma sen olupsun Hak
Velakin sensin ol mazhar
Ki Hak der senden "Ene'l-Hak"
Ki sen bir mazhar-ı tamsın
Olur kuvvende Hak zahir
Ki sen ol abd-i batınsın
Olursun Hak'ta müstağrak
Bu yerdir alem-i Berzah
Dahi hem alem-i ervah
Bu yerdir ruhların kabri
Ki nurla defnolundun bak
O kabr-i vahdete düşmek
Varıp Bir ile birleşmek
Visal-i dosta erişmek
Ne güzeldir ne güzel bak
O yerden açılıp perde
Görürsün yerini nerde
Bulursun cennetü'l-irfan
Bakarsın gördüğün hep Hak
Bu yerdir şehr-i hakikat
Bu yerde zahir olur Hak
Gören Hak'tır görüne Hak
Muhittir ol bila ıtlak
İlahi varlığınla hep
Zuhur et bende ol zahir
Kamu zerratımızla hem
Bizi et zatına ilhak
Gel ey FEHMİ sen ol agah
Bu yerdir sırr-ı "Feeynema"
Nere dösen hemen Allah
O yüzden hali yer yok bak
......................................................................
Rah-ı aşka salik olmak
Takdir-i ihsan gerek
Derd-i Hakk'a sabır olmak
Vüs'at-ı vicdan gerek
Kahrı lütfü bir bilenler
Buldular feyz ü necat
Hayrı şerri Hakk'a nisbet
Alima irfan gerek
Mahz-ı Tevhid'i bulamaz
Olmayınca bir delil
Ol hakikat şehrine
Varmağa irfan gerek
Dil verilmez her görünen
Zındığa etme iman
Ders-i Tevhi'i okumak
Kamile ferman gerek
Zühd ü takva ile bulunmaz
Zevk-i Tevhid mahzeni
Kenz-i bipayanı bulmak
Uğruna kurban gerek
Adeta evrad ve esma
Oldu vuslata muhal
Vuslat-ı dost uğruna
Candan geçip berdar gerek
Sıyt ve şöhrette kalanlar
Bulmadı FEHMİ reşad
Aşıkın ma'şuk yolunda
Yer ile yeksan gerek
......................................................................
Ey talib-i Hak
Aşık ol aşık
Ver kalbe ferah
Aşık ol aşık
Terket hevayı
Olma mürai
Ol sen Melami
Aşık ol aşık
Arkanda yük var
Kalbinde çirk var
İlminde şirk var
Aşık ol aşık
FEHMİ bu yerde
Varlıktır perde
Çare bu derde
Aşık ol aşık
......................................................................
Hasrete veda etti ol hüsn-i hilkat ehli hal
Alem-i ervaha uçtu dünyada görmek muhal
Evlad-ı Gavs Muhammed Nur'dur onun şöhreti
İsmi-Hakkı-idi Hakk'a eyledi azm-i visal
Sır olup alem gözünden rıhlet etti vahdete
Zikr u fikrile müzevvak asla etti insilal
Nur Muhammed'den okumuş idi ilm-i Lahut'u
Kamil-i zaman idi ol ilmi hilmi bimisal
Kenz-i irfan idi gönlü memlu-i hikmet idi
Akıtırdı dil ve lebinden daim ab-ı zülal
Her sözü ab-ı hayat can bahşederdi aşığa
Kibir kin yok idi herkesle ederdi hasbihal
Hızır idi kim görenin artar idi rif'atı
Sıdkile teslim olanlara verir idi neval
Nefhasından hay olup vecde gelirdi mürde dil
Feyz alırdı sohbetinden ehl-i dil al-i rical
İhtiyari mevtile daim ederdi iftihar
Hubb-i dünya yok idi hiç söylemezdi kıyl u kal
Alim idi arif idi abid idi ol hümam
Lem'an ederdi yüzünden Ahmedi hüsn-ü hisal
Çünkü geçti dünyadan ol ehl-i fazl-ı zü'l-kemal
Bağrımız yaktı firaki gönlümüz oldu melal
Çok müteessir olduk ama nedelim hükm-i kader
İltimas yok imtiyaz yok kimseye vermez mahal
FEHMİ ol murg-ı humanın mevtini kıldı beyan
Hem bin üç yüz altmış beş hicriydi tarihine sal
......................................................................
Ey gönül uslanmaz mısın
Uçarsın yorulmaz mısın
Hiç bir dala konmaz mısın
Dertli gönül deli gönül
Düştün dile gönül
Senin vatanın nerede
Mekan tutmazsın bir yerde
Nasıl girdin sen bu derde
Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül
Senin aslın neslin var mı
Bu yerde mahremin var mı
Senin derdin bilen var mı
Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül
Yardan ayrıldın yastasın
Gurbet ilde kafestesin
Yanar için hasrettesin
Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül
Yarini gördüğün var mı
Divanda durduğun var mı
O sırdan haberin var mı
Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül
Bu yerde bir garipsin sen
Görünür ki aşıksın sen
Kişi bağrı yanıksın sen
DErtli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül
FEHMİ etme zar u giryan
Bulunmaz derdine derman
Yeter sana bu derde derman
Dertli gönül deli gönül
Düştün dilden dile gönül
.....................................................................
Canımı terkeyleyip canana geldim Rasul
Derdimi sende bulup dermana geldim Rasul
Nur-ı vechinden zuhur edip eser bad-ı saba
Misk-i anberle dolup reyhana geldim ya Rasul
Gece gündüz zar ederdim bir kere görsem deyu
Leyla'nın Mecnun'uyum didara geldim ya Rasul
Ta ezelden cur'ayı nuş ettirip verdin bana
Devredip ol aşkile devrane geldim ya Rasul
Çün ezel bezminde gördüm yüzünü ey dost senin
Ol nazar etvarıyle ikrara geldim ya Rasul
Nar'ı fırkat yaktı canı seyredip geldim sana
Kalmadı ad ile sanım sen şaha geldim ya rasul
TALİBİ kulun kapında olmuşum naçar garip
Fahr'ı tamımın izzetin ihsana geldim ya Rasul
......................................................................
Yoktan geldim dünyaya
Bir beş on gün seyrana
Seyran nedir bilmedim
Gafil bulunup kaldım
Tanrı birdir anladım
Hak Muhammed belledim
Gayba iman eyledim
Taklid eyleyip kaldım
Dünyayı attım arkaya
Gönül verdim ukbaya
Cennet için duaya
Elim kaldırıp kaldım
Cennetteki huriler
Hep bakire dururlar
Birgün bana verirler
Gönül eyleyip kaldım
Cennet zevki pek hoştur
Surette kalan boştur
Sırete yol bulmadım
Dağlar dolaşıp kaldım
Cennet bugün göktedir
Zevki yüksek yerdedir
Ben karanlık bir yerde
Yolu şaşırıp kaldım
Aşık oldum cennete
Ermedim ol devlete
FEHMİ gibi üftade
Kuru sevdada kaldım
......................................................................
Derviş olan Hakk'ı bulur dediler
Gel gönül gel biz de derviş olalım
Dervişlik yolunda kurban olalım
Gel gönül gel biz de derviş olalım
Gel gönül biz de Hakk'ı bulalım
"Men raani fekad raalhak"demiş
Muhammed'i gören Hakk'ı görürmüş
Dervişlikten maksat bu esrar imiş
Gel gönül gel biz dederviş olalım
Gel gönül biz de Hakk'ı bulalım
Meslek-i Rasul'e biz de uyalım
Ehl-i sünnet ve'l-cemaat olalım
Muhabbet barından hisse kapalım
Gel gönül gel biz de derviş olalım
Gel gönül gel biz de Hakk'ı bulalım
Bu aşk dedikleri bahr-ı ummandır
İçinde cevheri, zevk-i vicdandır
Bu benlik davası aşka perdedir
Gel gönül gel biz de derviş olalım
Gel gönüle gel biz de Hakk'ı bulalım
Bu tevhid muhabbetine doyulmaz
Muhabbetten kaçan insan sayılmaz
Mürşidsiz kimseye İslam denilmez
Gel gönül gel biz de derviş oalım
Gel gönül gel biz de Hakk'ı bulalım
Muhabbet ne imiş nadan ne bilir
İnsanlık remzini hayvan ne bilir
Anadan kör doğan gündüz ne bilir
Gel gönül gel biz de derviş olaım
Gel gönül gel biz de Hakk'ı bulalım
TALİBİ'yim bunda söylerim diraz
Gelsin o fasıklar etsin itiraz
Bu meclise dahil olamaz kallaş
Gel gönül gel biz de derviş olalım
Gel gönül gel biz de Hakk'ı bulalım
.......................................................................
Ben aşkın narına pervane geldim
İsmail'im canı kurbana geldim
Leyla'nın zülüfü göründü bana
Mecnun'um ben bunda divane geldim
Yakup gibi ağlar iken Ken'an'da
Yusuf'un didarın görmeğe geldim
Musa olup bir dem asayı alıp
Emriyle Fir'avn'un cengine geldim
Şol Zülkarneyn gibi alem gezerken
Menba-i mağribin gölüne geldim
Bir gece Muhammed ile mi'racta
Ev edna bahrını seyrana geldim
Kenz-i mahfi idim ilm-i ezelde
TALİBİ'yim tende mihmane geldim
........................................................................
Uluhiyyette ehad
Sensin Allah'ım benim
Senin şanındır samed
Sensin Allah'ım benim
Dünyayı var etmeden
Adem'i halketmeden
Ruhlar "Beli" demeden
Sensin Allah'ım benim
Ben bir cüz-i akdemim
Ruhundan üflenmeyim
Güneşten bir zerreyim
Sensin Allah'ım benim
Ben katreydim yol aştım
Akıp nehre ulaştım
Çağlayıp bahre düştüm
Sensin Allah'ım benim
FEHMİ'de sen alimsin
Her umurda hakimsin
Sen duyar sen görürsün
Sensin Allah'ım benim
......................................................................
Her zaman bülbül gibi efgan edeni severim
Açılıp güller gibi handan olanı severim
Misl-i behime olup biderd olanı sevmezem
Mübtela-yı biilac derdlileri çok severim
İzzü cah ile kürşad mağrurları ben sevmezem
Fakrile fahreyleyip izet bulanı severim
Tac ile hırka giyip suret düzeni sevmezem
Tacı nurani olup beka bulanı severim
Ruz u şeb esma ile şaşkın olanı sevmezem
Ol müsemmadan haberi var olanı severim
Dört duvar içinde halvet eyleyeni sevmezem
Dost ile halvette halvet eyleyeni severim
TALİBİ der ki kafeste papağanı sevmezem
Cism-i Kaf'tan içeri Anka olanı severim
.....................................................................
Ne acebdir zikrine tenbel terahi sevmezem
Can ve dil zikrine mağruk olanı ben severim
Kalbi mat hem dili rabt olanları hiç sevmezem
Feth-i kalb-i dilküşa olanları çok severim
Zühdile dembeste olmuş sofuları sevmezem
Meydan-ı tevhid içinde demgüzarı severim
Bağlanıp suretle hem gümrah olanı sevmezem
Ahsen-i takvim sıfatla var olanı severim
Efkar-ı dünya ile dilhastayı hiç sevmezem
Daima mesrur olup dilşad olanı severim
Şol ki kargadır misali ehl-i aklı sevmezem
Daima bülbül gibi zar, ehl-i aşkı severim
Ucb u kibrile bürünmüş dilazarı sevmezem
Meslek-i Tevhid'de derviş dilşikarı severim
Şol ki garazla ibadet eyleyeni sevmezem
Bigaraz olup cemale yar olanı severim
Dünya ve ukba için bülbül olanı sevmezem
Vech-i Baki'ye yanıp pervaneyi ben severim
Dili ikrar kalbi inkar müslümanı sevmezem
Ahdin ifa edip sadık olanı severim
TALİBİ der mesleğinde reybedeni sevmezem
Baş ve can feda edip lareyb olanı severim
.......................................................................
Mest ü medhuş olmuşum
Ben aşık-ı biçareyim
Dertliyim derdim içinde
Arzu-yu dermaneyim
Dün ü gün asker-i aşkı
Davet ettim haneme
Yağma oldu hep imaret
Şimdi ben uryaneyim
Aşıkım aşka giriftar
Yanarım her subh u şam
Terkedip mal ü melali
Bir acep viraneyim
Ta ezelden döndü kaldı
Üstüme bu aşk benim
Yıktı varlık şehrini
Baştan başa viraneyim
Ma'şuk'un gamze-i çeşminden
Dokundu bir kabes
Yaktı kül etti vücudum
Sanki bir peravaneyim
Yana yana aşk oduyla
Külli pürnur olmuşum
Cism-i sadeften içeri
Gizli bir dürdaneyim
Cümle alem halkı bunda
Bilmediler sırrımı
TALİBİ aklın verasında
Gezip seyraneyim
.....................................................................
Gönlümün kararı yoktur
Her saat bir haldeyim
Bazı fırkat bazı hasret
Bazı mihnet içreyim
Bazı mahrum bazı mağmun
Bazı mahkum olurum
Bazı gurbet bazı vuslat
Bazı cennet içreyim
Bazı gafil bazı cahil
Bazı alim olurum
Bazı ifrat bazı tefrit
Bazı evsat içreyim
Bazı şakir bazı zakir
Bazı mezkur olurum
Bazı kesret bazı vahdet
Bazı halvet olurum
Bazı fakir bazı bahil
Bazı sehi olurum
Bazı zengin bazı şadan
Bazı hayran olurum
Bazı zahid bazı zındık
Bazı sünni olurum
Bazı arif bazı ma'ruf
Bazı irfan olurum
Bazı menfur bazı mergub
Bazı aşık olurum
Bazı giryan bazı uryan
Bazı seyran olurum
Bazı inkar bazı ikrar
Bazı şekte olurum
Bazı havfsız bazı gamsız
Bazı müzeyya olurum
FEHMİ'nin halleri çoktur
Binde birin demedim
Bazı gökte bazı yerde
Bazı perde içreyim
......................................................................
Bu aklın maverasından ki nurdan bir saray gördüm
İki alemde misli yok ki dünya ile ukbadan
Nazar ettim ona, gördüm dışında mana-yı hikmet
İçinde türlü ni'met var gelir daim müheyyadan
Onun aşıkları Nakşi okurlar ders-i Ma'şuk'u
İçerler came-i aşkı şarab-ı layezaliden
Onun ismi Hakikat'tır ki masivadan ol paktır
Ona giren lamuhaftır ne kim ula ve uhradan
Onun zerrin libasından giyer uşşakları her an
Göremez haşa a'malar müberradır bu esmadan
Çün esmada kalan kimse ne bilsin ol müsemmadan
Bakar gözü görür suret haber bilmez muammadan
Bu bir sahra-yı vahdettir ona herkes ayak basmaz
Sanır sen ey FEHMİ bilir herkes bu ahfadan
.....................................................................
Gönül Allah'ı yadeyle müsemmasın şuhud eyle
Ol dilşikarı seyreyle bu mir'at-ı müreyyadan
Nedersin ol gözü çünkü biri iki görür daim
O görmez mahbubun yüzün yüzündeki mücelladan
Kişi mahbubunu görse nikabsız onu seyretse
Tanır ol onu her yerde nice yüzbin musaffadan
Kime ref-i hicab oldu gözü mahbubunu gördü
Ona sor mahbubun vasfın kisorma gözü amadan
Ki ma'şuk ismine aşık olan bilmedi ma'şukun
Yüzün gören odur aşık sen aşkı sor o şeydadan
Hezaran mevcin içinde görünmez tal'at-ı derya
O bahrı seyreden gözler payın aldı "Ev edna"dan
Bu dağ-ı Kaf-ı enfüste görenler murg-ı Anka'yı
Geçerler mavera-yı Kaf olan sevda-yı Anka'dan
O bahr-ı ab-ı hayattan içenler oldular hep hay
Ki Hızr'a oldular hem dem beka buldular ifnadan
Yine ol cilve-i mahbub muhatab oldu karşımda
Mukavves kaşların oku yaralar açtı bağrımdan
Bilirim ma'şukum daim benimledir değil gayrı
Niçin eder gönül zarı uzak değil visalinden
Bu aşk zincirini FEHMİ ezelden taktı boynuna
Şikayet eylemez asla ki razı oldu halinden
......................................................................
Senin ismin biri Ahmed çü geldin aleme rahmet
Sadakatla sana biat eden dönmez misakından
Hayat bahşeyledin nice ölüler eyledin ihya
Dirileri fenafillah uyandırdın niyamından
Senin ol bahr-ı ilminden bilenler bildi bir zerre
İçenler içti bir katre şarab-ı has zülalinden
Vücud-ı kabr-ı kuddusü ziyaret edene müjde
Şefaatın olur vacib işittiler lisanından
Hitab-ı bezmi ezelde görenler gördüler yüzün
Ol şemsten bedr olanlar geçerler hep masivasından
O kabr-i manevi içre vücudun görseler zühhad
Atardı şem'a pervane gibi canım ferahından
O kabri bildiler FEHMİ cihanda ancak arifler
Şefaat buldular onlar kim o sultanla likasından
.....................................................................
İlahi feth-i bab eyle künuz-ı ilm-i hikmetten
Muhabbet kıl derununda mücella eylesin irfan
Nidem ben gayrı muhabbet çu Sen'sin maksad-ı aksa
Mukaddes mahbubum Sen'sin bu gözler hüsnüne hayran
O bir göz ki sana baktı nice gayre bakar bilmem
O nu ki nur-i vahiddir görür Sen'le Sen'i her an
Kani bir dil Sen'i ansın kani bir han Sen'i bulsun
Kani bir göz Sen'i görsün gören de Sen'sin ey canan
Hüdaya hangi dillerle Sen'i zikreyleyen kullar?
Sen'inle nutkeder diller Sen'inle görür ol aynan
Evvel ahir ve batınsın kamu esmada zahirsin
Münezzehsin bilinmekten nice bilsin Sen'i efnan
İlahi cud-i fazlından kerem kıl bizlere vuslat
Cemalinle müşerref kıl olalım sahib-i heyman
Tecelli-i cemalinle münevver eyle kıl mağfur
Ki ben yokta zuhur et sen çu Sen'sin cümleye sultan
Sen'indir zır u bala Sen'in dir hem vemafiha
Ki Sen'den gayrı yok asla muhitsin arşı Ya Rahman
Rahim'sin şüphe yok asla Habib'in oldu müsemma
Onunla cümle arifler buluptur suret-i insan
İlahi hacetim Sen'den bu FEHMİ'ye nazar kıl Sen
Elimden tut de Ya abdı ki Sen'sin lutfu çok mennan
......................................................................
Her nefeste Hakk'ı zakir olmayan
Dedi hak Kur'an'da ona "Gafilan"
Soyunup bayr-ı fenaya dalmayan
Cahilandır cahilandır cahilan
"Fakru fahrı" devletine yol bulan
Arifandır arifandır arifan
"Selsebil tesnim rahık"ten mestolan
Mubibbandır muhibbandır muhibban
Ol beka iklimine azmeyleyen
Bu fenaya uğradı her salikan
Vuslat-ı Ma'şuk ola değil asan
Canı kurban eyledi hep aşıkan
İrfan-ı cennete neil olmağa
Sevdiğin infak eyledi salikan
Ol cemal-i pakine bülbül olan
Meskeni olur onun baı cinan
Yandı FEHMİ şems-i zatın narına
Yakmaz artık o cehennem bigüman
.......................................................................
Eya ey abid-i Rahman
Ediptir Hak bize ilan
Kalanlar şirk-i hafide
Bulamaz derdine derman
Bu şirk iki kısımdır hem
Biri şirk-i celidir bil
Biri şirk-i hafidir hem
Bunu bilmedi cahilan
Odur şirk-i celi bil kim
Ederler saneme secde
Bu alem maverasında
Nedir bilmezler ol subhan
Gel ol şirk-i hefiden kim hem
Biraz sırlar edem ifşa
İşitip olalar irşad
Okuyan cümle salikan
İkidir şirk-i hefi hem
Biri ameldedir bilkim
Biri itikadında hem
Buna şah durur Kur'an
Amelde şirk odur bilkim
Edersin gayre muhabbet
Uyarsın nefs hevasına
Olursun nefse abidan
Gece gündüz budur fikri
Ki doğmuş kalbine zikri
Tasavvur etti kalbinde
Oyunbaz halleri her an
Onlar Hakk'ın "Mudıllun"
Esmasına mazhar olmuşlar
Ol esma onların Rabb'i
Ederler secde gafilan
Onlardır nefse arif
Değildir, Rabb'ini bilmez
Onlar ol "Şerrü'd-devab"tır
Ki etti nefsleri tuğyan
İkinci şirk budur bilkim
Mu'tekidin itikadında
Bu şirkin a'zamıdır kim
Bunu bilmedi zahiran
Eder secde kuru yerde
Ki bilmez Rabbini nerde
Olur kendi Hakk'a perde
Budur sahib-i kamısan
Olur abid Hakk'ın gayrı
Ki kendi gayrı Hak gayrı
Onlar "zenb-i vüvud"dur hem
Erişmez onlara gufran
İlahi nice edelim
Sana tesbih u takdisler
Ki biz fanizülaliz hem
Göründük cümlemiz bir can
Alan sensin veren sensin
Gören ve görünen sensin
İşiten söyleyen sensin
Yine sensin o mahmudan
Bu FEHMİ'nin haceti senden
Bana bildir ki ben bilmem
Bilen ve bilinen sensin
Senindir ilmile irfan
.....................................................................
Bir yüze verdim gönül her dem ona divane ben
Yakarım sinemi onun aşkına pervane ben
Geç bu sevdadan dediler salma kavgaya başın
Ben geçerim sevda geçmez uğradım emraza ben
Dost belasıdır başıma geldi nice bin bela
Her bela geldikçe hamd ederim ol Subhan'a ben
Bir acep sevdaya düştüm ona çare bulamadım
Çünkü mahbub bendedir düştüm neden sevdaya ben
Yok vücudum çün bilinmez aşk odu nem yandırır
Bulmadı derdime devasöyledim Lokman'a ben
Mahv-ı mahz oldum görünmez varlığımdan bir eser
Çekseler dare bu cismi girmezem hiç havfe ben
Ölmüşüm ölmezden evvel erdi canım vahdete
Ol beka-yı gülşen-i vahdetteyim yekdane ben
Gir bizim bahçeye gör bülbülleri efgan eder
Cümle bülbüller içinde şeyda gör bir tane ben
Mavera-yı akıl içinde sohbet ettim dost ile
FEHMİ dediler bana çün vakıfım esrara ben
......................................................................
Hayvanlığı terketmeden
İnsanlık arzularsın
Rüşd-i Hakk'a ermeden
Mevla'yı arzularsın
Taklidi terk etmeden
Hem tahkika ermeden
Sırr-ı Kur'an bilmeden
İrfanlık arzularsın
Sermayesiz bezirgan
Karı olmaz bir zaman
Ne sergin var ne dükkan
Zenginlik arzularsın
Kuyuya atılmadan
Kervana katılmadan
Kul olup satılmadan
Sultanlık arzularsın
TALİBİ evrad ile
Bir keçe külah ile
Hemen bir hırka ile
Hilafet arzularsın
.......................................................................
Ey Gani Mevla ey hikmeti Yezdan
Alemi bir "kün" den icad eyledin
Dünyanın fenasını bildirdin bize
Ukbayı kullara abad eyledin
İkiye ayırdın halk-ı cihanı
Kafir biri ehl-i iman eyledin
Kafiri narınla eyledin inzar
Mümüni cennetle ibşar eyledin
Asi'ye adlinle gösterdin azab
Mutiye lütfunla ihsan eyledin
Münkiri inkarda eyledin tuğyan
Mümini ikrarda sebat eyledin
Alemi varlığına kıldın alamet
İnsanı zatına mir'at eyledin
Zahidin zühdünü alimin ilmin
Arifin irfanın izhar eyledin
Esma ef'al evsafındır görünen
Kendini kendine ağyar eyledin
Nadana evsafın eyledin hicab
Aşıkı zülfüne berdar eyledin
Cahildir ol gören kendini gayrı
Arifin gönlünde mihman eyledin
Zülfünün her telinde bağlı bir Mecnun
Her birin bir yolda ısar eyledin
Tedbiri kullara eyledin tavsif
Takdiri fevkinde ikdam eyledin
Ne yapar kulların elinde ne var?
Pençesin kabzinde ikbaz eyledin
İlahi şükründen acizdir FEHMİ
Kendini izhara mazhar eyledin
.......................................................................
Aldır beni aldır beni
Dost yoluna döndür beni
Bak yüzüme güldür beni
Aşıkın olayım senin
Yandır beni yandır beni
Pervaneye döndür beni
Senlik ile doldur beni
Hayranın olayım senin
Al beni benlik kalmasın
Senden gayrı var kalmasın
Perde hicab hiç olmasın
Seyranın olayım senin
Aşık oldum çün ben sana
Hub cemalin göster bana
Bir kez bakam senden sana
İrfanın olayım senin
Gurbete çıktım çağında
Düştüm kesret pazarında
Bülbül gibi dost bağında
Figanın olayım senin
Aşkını verdin sen bana
Yandım yakıldım ben sana
Gece gündüz hep bir bana
Seyranın olayım senin
TALİBİ oldum ruyuna
Yandım yakıldım uğruna
Şefkat eyle ben kuluna
Kurbanın olayım senin
.....................................................................
Hoş geldin ey ilminin irfanı sensin hoş geldin
Hoş geldin ey ruhumun efrahı sensin hoş geldin
Gece gündüz senin için zar ile giryan idim
Hoş geldin ey mısrımın sultanı sensin hoş geldin
Bunda gelmezden mukaddem talib-i cemal idim
Kimse bilmezdi halimi ah ile figan idim
Mest ü medhuş olmuş idim valehu haran idim
Hoş geldin ey canımın canını sensin hoş geldin
Bunda gelmekten murad çün kim bize ihsanındır
Baktığınca yüzümüze lütfile ikramındır
Bizdeki zevk u sefalar ilmile irfanındır
Hoş geldin ey canımın cananı sensin hoş geldin
Gelmeseydin bizlere sen, fark olunmazdı iman
Bir gelişte gör ki nice alem oldu şadüman
İstikbale çıktı nice hep cemil ü cavidan
Hoş geldin ey ilminin sultanı sensin hoş geldin
TALİBİ sensiz cihanı neylesin ey padişah
Ayırmam gözümü senden sensin bize rehnüma
Kıl şefaat marifetle eyle bizi pürziya
Hoş geldin ey canımın cananı sensin hoş geldin
.......................................................................
Salik rah-ı Hakk'a merdane gelsin
Yansın nar-ı aşka, pervane gelsin
O varlık şehrine aşk askerini
Yağmaya saldır ki virane gelsin
Gönül kalesinde Tevhid topunu
Kur düşmana karşı uslana gelsin
Sadakat tablini çaldır şehrinde
Hidayet askeri seyrana gelsin
İsrafil surunu can kulağına
Nefheyle uyansın cevlane gelsin
Gönül sarayını eyle münevver
Hazret-i Süleyman mihmane gelsin
FEHMİ rah-ı aşkı etti aşikar
Salik olan canları irfane gelsin
.....................................................................
Kuruldu ol bezm-i ezel
İkrarın verenler gelsin
Açıldı gülşen-i vahdet
Ol güllü derenler gelsin
Okundu birliğe ezan
Huzurda duranlar gelsin
Olundu farza ikamet
İmama uyanlar gelsin
Şarab-ı aşkı içenler
Mest olup meydana gelsin
Şem-i tevhide can atan
Yanmağa pervane gelsin
İlm-i esrarı bilenler
Mekteb-iirfana gelsin
Muhabbet bahrına dalan
Dergahı seyrana gelsin
Dost için cana kıyanlar
Meclis-i kübraya gelsin
Kevser-i Ali'den içen
FEHMİ'den peymane gelsin
........................................................................