Copyright 2024 - MEKSAV

İzmir, 08. 06. 2010

Esselamualeykum

Allah'ın razı olduğu iyilikler üzerinizden eksik olmasın.

Muhterem Efendiler,

Yolumuz tarikat-ı Muhammediye. Hz. Muhammed’in yolundan, izinden gideceğiz. Huzur, saadet, selamet Peygamberimizin yolunda ve izinde… Saadete, selamete, huzura erişmek Peygamber Efendimizin açtığı yoldan gitmekledir. Ehli sünnet itikadı, o yoldadır.

Muhteremler, Tarikat-ı Muhammediye insan yetiştirir. O yolda kemale eren insanı dil tarif edemez. Öyle insan ki; süzülmüş varlıklardan, elenmiş benliklerden, var olmuş Hak varlıktan. Öyle insan ki; dünya ukba pazarından geçmiş, Allah ve Rasulünün rızasını kazanmış. Öyle insan ki; Hakk'ı diyet eden insan. Hak mürşidin emrine  itaatle al denileni almış, at denileni atmış. Zahiri halk ile görülse de batını Hak'tır. Sözünde sohbetinde asla gayrıyet olmaz. Onu kemale getiren Hak mürşidin emrine itaat, telkinine gösterdiği sadakattir. Hak erenler hep bu yolda yürüdüler de vuslat-ı yarla halvet ettiler. Cenab-ı Hak buyuruyor ki: “Habib-i Edibim, sevgili Muhammedim taraf-ı aliyemden neyi getirip alın dedi ise, onu alın; neyi atın dedi ise onu atın.”

Muhterem Efendiler, Allah'ın emirlerini tebliğ eden Hz. Muhammed'dir. Allah'ın rızasını kazanmak Hz. Muhammed'den geçer. Hz. Muhammed'in rızasını kazanmak, o da Allah'ın emirlerinden geçer. Onun için Allah dostu diyor ki: Adem safiyullah çekti şahadet, Allah'ı, Muhammedi bir vücut gördüm.

Sevgili Dostlar, halde tevhit edenler, teşehhüd ederler, şahadete ererler. Gelin halde tevhit edelim. Halde tevhit, imanı kamil, açık seçik şahadete getirir. Taklitten tahkik imana geçirir. Ledün ilminin salikleri telkine emre itaat, sadakatleriyle, âli makamlara yükseldiler, vuslat-ı yarla halvet oldular. Dünya ukba pazarından geçtiler. Niçin, niye ve nedenlere takılmadılar. Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadakatle al denileni aldılar, at denileni de attılar.

Ulu Yaratanım, hak mürşidin himmetlerini üzerimizden hiç alma. O himmettir dilimiz Allah söyler, gözümüz Hak nuruyla nazar eder. O himmettir bizi kadere razı eyleyen, dünya ukba pazarından geçiren. İnsanı insan eden, Hak mürşidin telkini ve himmetidir.

Muhterem Dostlar,O himmete, o telkine can u gönülden bağlanalım. İyiliklerin insanı olalım. İnsan düşünen varlık, tefekkür eden, helali-haramı fark eden! İnsanı kemale getiren, suskun dilini Allah dedirten, telkine sadakatle Hak yoldan yürüten Hak mürşidin telkinidir.

Gelin dostlar, dikkat edelim. Yaratılış gayemizi bilelim. Yaratan, yaşatan, sonsuz rızıklar ihsan ikram eden ulu Mevlâmız bizden ne istiyor, biz nasıl olmalıyız? Bunları kendimize soralım. İnsan basit bir varlık değildir; çok kıymetli bir varlıktır. Öyle insan ki yaratılış gayesini bilen, adımını göre göre atan, sözünde sohbetinde nefsaniyet olmayan, halde tevhit edip teşehhüde erişen, sözünde sohbetinde mana ve hikmetler olan, kesrette vahdeti şuhud eden… Hulasa Hz. İnsan.

Ulu Yaratanım, olgun, kemal sahibi insanları aramızdan hiç eksik etme. Can dostlarıma rica ediyorum, çok dikkatli olsunlar. Canda cananı incitmesinler. Niçin öyle neden böyle demesinler.

Sevgili Dost, yaratan, yaşatan, bizden ne istiyor? Bunu fehmetmek, idrak etmek, emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmak, kesafetten letafete geçmek, Hak erenlerle sevişip kaynaşmak ulu yaratanım cümlemize ihsan ve ikram eylesin. Amin! Dervişanımıza tavsiyelerimden bir tanesi de “Bana bu kadarı yeter.” demesinler. Bu yolda pek kanaatkar olmasınlar. Dikkat et, dosta vuslat edenler var. Harem-i ismette halvet olanlar var. Hak mürşidin himmetiyle ayet hadis sırrına erenler var.

     Geçmeyecek onlar sırat

     Vermeyecek onlar hesap

     Mürşide verdiler hesap

     Hep gördüğü didar olur, cemal olur

Böyle âşıklar, sadıklar, vuslat-ı yarla halvet olanlar var iken biz nasıl olur da “Eh, bu kadarı bana yeter.” diyebiliriz? Gözümüzü karartalım bize ilham eden, aşk muhabbet veren Hak mürşidin açtığı yolda, gösterdiği hedefe efalullah, sıfatullah adımlarıyla gidelim, koşalım.İlm-i Ledün öyle bir ilim ki namütenahi, sonsuz bir ilimdir. Bu ilim, bahrı umman, Allah'ın ilmidir. Bundan sadakatin nispetinde alacaksın, pek çok alacaksın. Hani gözünü karartsan da ummanı alsan. Hak dost ne güzel söylemiş:

     Katremiz ummana saldık biz bugün

     Katre nice anlasın, umman olan anlar bizi

Allah'ın Rasulü: “Ulu Mevlâm, Rabbim, ilmimi ziyade et, fehmimi, anlayışımı da ziyade et. Salih kullarına beni mülaki kıl.” Böyle dua ederse, biz nasıl olduk, bildik, erdik diyebiliriz?

     Ol derya dipsiz

     Gir ana kayıtsız

     Kalma Habibsiz

     De Allah Allah

     Ulu Yaratanım,

Bize bu yolda anlayış ver, istidat ve kabiliyetimizi çoğalt. Öyle bir derviş olalım ki melekler bize hayran olsun. Hak yolda yürüyen, dünya ukba pazarından geçen, ol dost ile halvet eden, sözün en güzelini, dilin en tatlısını kullanan, iyilikte, tenezzülde tevazuda yarışan, eserde müessiri müşahade eden, fehmedip idrak eden, dervişlikte kemale eren, halde tevhit ederek şahadet veren, sözünde, sohbetinde gayriyet hiç olmayan, Hak mürşidin telkinine sadakatle, emrine itaatle al denileni alıp, at denileni atan bir derviş…

Ulu Yaratanım, hülasa sevilen kul olmak istiyoruz. Candan gönülden zatını sevmek istiyoruz. Ezel ebed tut elimiz. Bir an olsun bizi bize bırakma. Aciziz, aciziz, el aczül idrakü’l-idrak.

Ulu Yaratanım, himmetin olmasa dünya karanlıkta kalır. Kimsenin haddine değil kendi kendine iyi olmak. Eyle himmet Sabri’ne çün yolundadır yaratanım.

Sevgili Dostlar, günden güne tenezzül ve tevazumuz artmalı. Allah'ın rahmetini coşturacak tevazumuz gerçekleşsin. Ulu Yaratanım bizi kendinden hiç ayırmasın. Aşk ile Allah demek, enfüs afak tevhit etmek, varlık benlikten Hak varlığına ulaşmak, o vuslatın zevkini tatmak, yakınlığını idrak edip yaşamak, sevilen kul olmak, kullukta kemale ermek Ulu Yaratanım cümlemize nasip ve müyesser eyle. Memleketimize huzur ver, ehli nefislerin şerrinden koru bizi Mevlâm. Rabbimize sonsuz hamd u sena. Cümlenizi selam sevgiyle Allah'a emanet ederim.

HACI BABA

Hüseyin Sabri SOYYİĞİT

Gerçek insan işte bunlar

Sevginize lâyık olan

Telkîn ile hayat bulan

Zikr-i Hak’la meşgul olan

Gerçek insan işte bunlar 

Nisbet fi’lin hemen atan

Tecellîye  mazhar olan

Mürşit ile hayat bulan

Gerçek insan işte bunlar

İlim iradeden geçen

Nispet sıfatı yok eden

Tecellî sıfata eren

Gerçek insan işte bunlar

Nispet vücut ifna olur

Zanlar hemen kayıp olur

Zat-ı Hakk’a mazhar olur

Gerçek insan işte bunlar

Hak kendini ilân eder

Benden gayri Hak yoktur, der

Ene’l-Hakk’ı izhâr eder

Gerçek insan işte bunlar

Halk bâtındır Hak’tır zâhir

Hak buyurdu “hüve’z-zâhir”

“Fe eynema” işte zuhur

Gerçek insan işte bunlar

Hazretine eren canlar

Canda cânanı bulanlar

Hak bâtınla kul olanlar

Gerçek insan işte bunlar

Kesret vahdet bir ederler

Âyet, hadis zevk ederler

Âdemiyete ererler

Gerçek insan işte bunlar                

Sırlarına akıl ermez

Eren dahi anlatamaz

Bunlar delilsiz bulunmaz

Gerçek insan işte bunlar                    

Halkı sever, Hakk’ı sever

Sevgi ile tevhit eder

Hep dost ile halvet eder

Gerçek insan işte bunlar                       

Makâmatı ikmâl etmiş,

Uruç etmiş, nüzûl etmiş,

Âlemleri seyreylemiş

Gerçek insan işte bunlar                       

Emre mutî bu dostları

Candan severiz anları

İncitmeyin  cânanları

Gerçek insan işte bunlar                       

Sabri sana Hak’tan atâ

Sadakâtla gel bul safa

Rabbim sana hamd ü senâ

Gerçek insan işte bunlar

 20.03.1988

 

f t g m