İzmir, 08. 06. 2010
Esselamualeykum
Allah'ın razı olduğu iyilikler üzerinizden eksik olmasın.
Muhterem Efendiler,
Yolumuz tarikat-ı Muhammediye. Hz. Muhammed’in yolundan, izinden gideceğiz. Huzur, saadet, selamet Peygamberimizin yolunda ve izinde… Saadete, selamete, huzura erişmek Peygamber Efendimizin açtığı yoldan gitmekledir. Ehli sünnet itikadı, o yoldadır.
Muhteremler, Tarikat-ı Muhammediye insan yetiştirir. O yolda kemale eren insanı dil tarif edemez. Öyle insan ki; süzülmüş varlıklardan, elenmiş benliklerden, var olmuş Hak varlıktan. Öyle insan ki; dünya ukba pazarından geçmiş, Allah ve Rasulünün rızasını kazanmış. Öyle insan ki; Hakk'ı diyet eden insan. Hak mürşidin emrine itaatle al denileni almış, at denileni atmış. Zahiri halk ile görülse de batını Hak'tır. Sözünde sohbetinde asla gayrıyet olmaz. Onu kemale getiren Hak mürşidin emrine itaat, telkinine gösterdiği sadakattir. Hak erenler hep bu yolda yürüdüler de vuslat-ı yarla halvet ettiler. Cenab-ı Hak buyuruyor ki: “Habib-i Edibim, sevgili Muhammedim taraf-ı aliyemden neyi getirip alın dedi ise, onu alın; neyi atın dedi ise onu atın.”
Muhterem Efendiler, Allah'ın emirlerini tebliğ eden Hz. Muhammed'dir. Allah'ın rızasını kazanmak Hz. Muhammed'den geçer. Hz. Muhammed'in rızasını kazanmak, o da Allah'ın emirlerinden geçer. Onun için Allah dostu diyor ki: Adem safiyullah çekti şahadet, Allah'ı, Muhammedi bir vücut gördüm.
Sevgili Dostlar, halde tevhit edenler, teşehhüd ederler, şahadete ererler. Gelin halde tevhit edelim. Halde tevhit, imanı kamil, açık seçik şahadete getirir. Taklitten tahkik imana geçirir. Ledün ilminin salikleri telkine emre itaat, sadakatleriyle, âli makamlara yükseldiler, vuslat-ı yarla halvet oldular. Dünya ukba pazarından geçtiler. Niçin, niye ve nedenlere takılmadılar. Hak mürşidin emrine itaat, telkinine sadakatle al denileni aldılar, at denileni de attılar.
Ulu Yaratanım, hak mürşidin himmetlerini üzerimizden hiç alma. O himmettir dilimiz Allah söyler, gözümüz Hak nuruyla nazar eder. O himmettir bizi kadere razı eyleyen, dünya ukba pazarından geçiren. İnsanı insan eden, Hak mürşidin telkini ve himmetidir.
Muhterem Dostlar,O himmete, o telkine can u gönülden bağlanalım. İyiliklerin insanı olalım. İnsan düşünen varlık, tefekkür eden, helali-haramı fark eden! İnsanı kemale getiren, suskun dilini Allah dedirten, telkine sadakatle Hak yoldan yürüten Hak mürşidin telkinidir.
Gelin dostlar, dikkat edelim. Yaratılış gayemizi bilelim. Yaratan, yaşatan, sonsuz rızıklar ihsan ikram eden ulu Mevlâmız bizden ne istiyor, biz nasıl olmalıyız? Bunları kendimize soralım. İnsan basit bir varlık değildir; çok kıymetli bir varlıktır. Öyle insan ki yaratılış gayesini bilen, adımını göre göre atan, sözünde sohbetinde nefsaniyet olmayan, halde tevhit edip teşehhüde erişen, sözünde sohbetinde mana ve hikmetler olan, kesrette vahdeti şuhud eden… Hulasa Hz. İnsan.
Ulu Yaratanım, olgun, kemal sahibi insanları aramızdan hiç eksik etme. Can dostlarıma rica ediyorum, çok dikkatli olsunlar. Canda cananı incitmesinler. Niçin öyle neden böyle demesinler.
Sevgili Dost, yaratan, yaşatan, bizden ne istiyor? Bunu fehmetmek, idrak etmek, emrolunduğumuz gibi dosdoğru olmak, kesafetten letafete geçmek, Hak erenlerle sevişip kaynaşmak ulu yaratanım cümlemize ihsan ve ikram eylesin. Amin! Dervişanımıza tavsiyelerimden bir tanesi de “Bana bu kadarı yeter.” demesinler. Bu yolda pek kanaatkar olmasınlar. Dikkat et, dosta vuslat edenler var. Harem-i ismette halvet olanlar var. Hak mürşidin himmetiyle ayet hadis sırrına erenler var.
Geçmeyecek onlar sırat
Vermeyecek onlar hesap
Mürşide verdiler hesap
Hep gördüğü didar olur, cemal olur
Böyle âşıklar, sadıklar, vuslat-ı yarla halvet olanlar var iken biz nasıl olur da “Eh, bu kadarı bana yeter.” diyebiliriz? Gözümüzü karartalım bize ilham eden, aşk muhabbet veren Hak mürşidin açtığı yolda, gösterdiği hedefe efalullah, sıfatullah adımlarıyla gidelim, koşalım.İlm-i Ledün öyle bir ilim ki namütenahi, sonsuz bir ilimdir. Bu ilim, bahrı umman, Allah'ın ilmidir. Bundan sadakatin nispetinde alacaksın, pek çok alacaksın. Hani gözünü karartsan da ummanı alsan. Hak dost ne güzel söylemiş:
Katremiz ummana saldık biz bugün
Katre nice anlasın, umman olan anlar bizi
Allah'ın Rasulü: “Ulu Mevlâm, Rabbim, ilmimi ziyade et, fehmimi, anlayışımı da ziyade et. Salih kullarına beni mülaki kıl.” Böyle dua ederse, biz nasıl olduk, bildik, erdik diyebiliriz?
Ol derya dipsiz
Gir ana kayıtsız
Kalma Habibsiz
De Allah Allah
Ulu Yaratanım,
Bize bu yolda anlayış ver, istidat ve kabiliyetimizi çoğalt. Öyle bir derviş olalım ki melekler bize hayran olsun. Hak yolda yürüyen, dünya ukba pazarından geçen, ol dost ile halvet eden, sözün en güzelini, dilin en tatlısını kullanan, iyilikte, tenezzülde tevazuda yarışan, eserde müessiri müşahade eden, fehmedip idrak eden, dervişlikte kemale eren, halde tevhit ederek şahadet veren, sözünde, sohbetinde gayriyet hiç olmayan, Hak mürşidin telkinine sadakatle, emrine itaatle al denileni alıp, at denileni atan bir derviş…
Ulu Yaratanım, hülasa sevilen kul olmak istiyoruz. Candan gönülden zatını sevmek istiyoruz. Ezel ebed tut elimiz. Bir an olsun bizi bize bırakma. Aciziz, aciziz, el aczül idrakü’l-idrak.
Ulu Yaratanım, himmetin olmasa dünya karanlıkta kalır. Kimsenin haddine değil kendi kendine iyi olmak. Eyle himmet Sabri’ne çün yolundadır yaratanım.
Sevgili Dostlar, günden güne tenezzül ve tevazumuz artmalı. Allah'ın rahmetini coşturacak tevazumuz gerçekleşsin. Ulu Yaratanım bizi kendinden hiç ayırmasın. Aşk ile Allah demek, enfüs afak tevhit etmek, varlık benlikten Hak varlığına ulaşmak, o vuslatın zevkini tatmak, yakınlığını idrak edip yaşamak, sevilen kul olmak, kullukta kemale ermek Ulu Yaratanım cümlemize nasip ve müyesser eyle. Memleketimize huzur ver, ehli nefislerin şerrinden koru bizi Mevlâm. Rabbimize sonsuz hamd u sena. Cümlenizi selam sevgiyle Allah'a emanet ederim.
HACI BABA
Hüseyin Sabri SOYYİĞİT
Gerçek insan işte bunlar
Sevginize lâyık olan
Telkîn ile hayat bulan
Zikr-i Hak’la meşgul olan
Gerçek insan işte bunlar
Nisbet fi’lin hemen atan
Tecellîye mazhar olan
Mürşit ile hayat bulan
Gerçek insan işte bunlar
İlim iradeden geçen
Nispet sıfatı yok eden
Tecellî sıfata eren
Gerçek insan işte bunlar
Nispet vücut ifna olur
Zanlar hemen kayıp olur
Zat-ı Hakk’a mazhar olur
Gerçek insan işte bunlar
Hak kendini ilân eder
Benden gayri Hak yoktur, der
Ene’l-Hakk’ı izhâr eder
Gerçek insan işte bunlar
Halk bâtındır Hak’tır zâhir
Hak buyurdu “hüve’z-zâhir”
“Fe eynema” işte zuhur
Gerçek insan işte bunlar
Hazretine eren canlar
Canda cânanı bulanlar
Hak bâtınla kul olanlar
Gerçek insan işte bunlar
Kesret vahdet bir ederler
Âyet, hadis zevk ederler
Âdemiyete ererler
Gerçek insan işte bunlar
Sırlarına akıl ermez
Eren dahi anlatamaz
Bunlar delilsiz bulunmaz
Gerçek insan işte bunlar
Halkı sever, Hakk’ı sever
Sevgi ile tevhit eder
Hep dost ile halvet eder
Gerçek insan işte bunlar
Makâmatı ikmâl etmiş,
Uruç etmiş, nüzûl etmiş,
Âlemleri seyreylemiş
Gerçek insan işte bunlar
Emre mutî bu dostları
Candan severiz anları
İncitmeyin cânanları
Gerçek insan işte bunlar
Sabri sana Hak’tan atâ
Sadakâtla gel bul safa
Rabbim sana hamd ü senâ
Gerçek insan işte bunlar
20.03.1988